Batıldan Batıla: Düşünce Tarihinde Tekerrür Eden Çıkmaz / Fatih Buğra Sarper

Tarih, sadece olayların değil, düşüncelerin de devindiği büyük bir mecra; fikirlerin doğup battığı, bazen yükselip bazen de sönümlendiği bir akıştır. Ne var ki, bu akışta hakikatin izini sürenler kadar, bâtıla tutunanlar da olmuştur. İnsanlık, çoğu zaman aydınlanmayı zannettiği anlarda yeni bir karanlığa girmiştir. Bâtılın sadece şekil değiştirerek sürdüğü bu tarihî serüven, dikkatle incelendiğinde bize bir döngünün varlığını gösterir: Bâtıldan başka bir bâtıla geçişin tekerrür eden döngüsü…
Mitos’un Gölgesinde Akıl: Antik Yunan Öncesi
İnsanoğlunun tarih sahnesine çıktığı ilk dönemlerde düşünce, mitolojik anlatılarla yoğrulmuştu. Antik Yunan öncesi uygarlıklarda, evrenin ve hayatın anlamı; çoğu zaman çoklu tanrılar, doğaüstü varlıklar, efsanevi çatışmalar ve ilahi rüşvetler üzerinden açıklanıyordu. Mısır, Mezopotamya ve Anadolu inanç sistemlerinde de görülen bu yapı, Yunan coğrafyasında da Hesiodos ve Homeros gibi isimlerin destanlarıyla ete kemiğe bürünmüştü.
Bu dönem, İslam’ın “şirk” olarak tanımladığı çoktanrıcılığın, insan aklını ve özgürlüğünü tahakküm altına aldığı, doğanın ve kaderin tanrılar arası savaş alanına dönüştüğü bir çağdır. Bilgi, sorgulama değil itaat ve efsane ezberiyle elde edilir.
Logos’un Yükselişi: Akıl Çağının Doğuşu
MÖ 6. yüzyıldan itibaren, özellikle İyonya bölgesinde, doğayı doğa ile açıklama girişimi ortaya çıktı. Thales, Anaksimandros, Herakleitos gibi düşünürler; mitosun yerine logos’u, yani aklî ve sistematik düşünceyi koymaya çalıştılar. Bu, insanlığın tarih boyunca ilk defa kendisine ve çevresine akılla yönelmesi anlamına geliyordu.
Ancak bu yönelme, hakikate ulaşmak için yetersizdi. Çünkü akıl, vahiyden bağımsız kaldığında, doğru istikameti bulmakta aciz kalır. Nitekim Antik Yunan düşüncesinde ilahî olan, ya çoktanrıcılıkla devam ettirildi ya da yerini doğaya terk etti. Bu dönem; aklın merkeze alınması açısından önemli bir kazanım olsa da, yaratılışın ve varoluşun anlamına dair sorularda hâlâ bâtıl k...

Yazının tamamını dergimizden okuyabilirsiniz.